Ana sayfa/Sanal Sergi/Punica granatum L.
Punica granatum L.

Punica granatum L.

Nar

Eser tekniği

Kâğıt üzeri suluboya

Boyutları (boy x en cm):

25,5 x 41 cm

Kısımlar ve ölçek bilgileri

[A] Meyve grubu (x1)

ASBA

Nar, kuzeydoğu Anadolu ve Hazar Denizi’nin güneyine özgü doğal meyve ağaçlarımızdan biridir ve Tunç Çağından beri yani en az 5000 yıldır kültüre alındığı bilinmektedir. Binlerce yıldır Anadolu’da yalnızca bir meyve değil; bereketin, bolluğun ve yaşam döngüsünün simgesi olarak kabul edilir. Kadim uygarlıklarda evlilik, doğurganlık ve refahla özdeşleştirilen bu meyve, Eski Mısır uygarlığından, Mezopotamya’ya, Yunan’dan Roma ve Osmanlı’ya dek mitolojik ve ritüel bir anlamlar taşımış, sanatta pek çok betimlemesi yapılmıştır. Anadolu’da yeni evli çiftlerin evine nar atılması, çocuk sahibi olma dileğinin; yılbaşı ve düğünlerde yere kırılarak saçılması ise çoğalmanın ve iyi başlangıçların bir simgesidir. Kutsal kitaplarda “cennet meyvesi” olarak anılan nar, halk hekimliğinde de önemli bir yere sahiptir. Kabukları ve çiçeği kaynatılarak ağız yaraları, bağırsak sorunları ve cilt rahatsızlıkları için kullanılmış; suyu ise bağışıklığı güçlendiren, yüksek antioksidan içeren doğal meyve suyu ve tonik olarak değerlendirilmiştir. Anadolu mutfağında nar ekşisi, özellikle Güneydoğu ve İçbatı Anadolu’da yemeklerin ve salataların vazgeçilmez lezzet katmanıdır. Ekşisi, pekmezi ve suyu; kebaplarda, dolma, mercimek köftesi, ‘hasbeli aş’ ya da ‘müceddere’ gibi Güneydoğu Anadolu’ya özgü yemeklerde, salatalarda özgün bir tat vermek üzere kullanılır. Lokum, aşure gibi geleneksel tatlılarda, tatlı, kek ve muhallebi gibi tatlıları süslemede, hatta reçel olarak da nardan yararlanılır. Bazı bölgelerde “kara nar” veya “ekşi nar” adı verilen türler özellikle şifa amaçlı kullanılır. Kurutulmuş nar kabukları, eski aktarlarda hâlâ satılmaktadır. “Nar çiçeği” ise hem bir renge adını verir, hem de doğal boya ve şerbet yapımında değerlendirilmektedir. Nar, halk edebiyatı ve müziğinde de sıkça karşımıza çıkar. Evliya Çelebi, Seyahatnâme’sinde Urfa’daki narları “adam kellesi kadar büyük” diyerek betimler. Türkülerde ise nar, hem sevgiyi hem de özlemi taşır: “Nar ağacı narsız olur mu?” (Orta Anadolu), “Kağızman’a ısmarladım, nar gele nar gele” (Erzurum), “Nar danesi” (Kırşehir), “Taşa çaldım ayva ile narımı” (Nevşehir) gibi dizeler, bu meyvenin Anadolu insanının gönül dünyasındaki yerini açıkça ortaya koyar. Modern edebiyatımızda da nar pek çok şair, yazar için bir sembol olarak kullanılmıştır. Birhan Keskin’in bir dizesini anarak sözü bağlarsak: ‘‘Dürtme içimdeki narı/Üstümde beyaz gömlek var.”

Ressamın Anlatımıyla

Binali Yıldız: “Ömrü, her bir tanesinde bir başka öyküyle katman katman derinleşen bir kutu gibidir nar. içi içine sığmaz, tanelerin hafif olduğuna bakmayın her biri ağırdır insanın kaldıramayacağı kadar. Bildiği sayısız hikayeyle saklı kocaman bir kainat barındırır içinde. Herkes kabuğunun kırmızı rengine, parlaklığına bakar; ama o, kolay göstermez kendini. Sadece görmek isteyen olursa açar ve İçi dışına dökülürken, gerçekliğiyle gözler önüne serilir.

Dışarıdan sessiz göründüğüne bakmayın. Her bir çekirdeği kimin dualarıyla sarmalanmış, kimin ellerinde büyümüş, kimin dilinde bolluk dileyerek var olduğunu bilir, ve bunu sonsuza kadar kendi içine fısıldar, ta ki toprağa değip te dallarıyla bu hikayeleri tüm evrene haykırana kadar. Ona dokunan herkes kendi hikayesini açıga çıkarır.

Aşıklar aşklarını, sevgilerini, umutlarını fısıldarlar her bir tanesine. Kalplerinin ateşi yanar sonsuza kadar, ve onun fısıltılarıyla birleşip çoğalırlar. Aşkla kırıldığında parçalanmak korkutmaz onu; aşk la doldukça daha da keyiflenir derinleşir gelişir. Onun her tanesi bir ümittir; kaybolmaz, savrulmaz. Yeter ki ona fısıldamayı bilin. Narin ama çok kuvvetlidir; ancak güçlü bir aşk ve özlemle dağılabilir yeniden başlayabilmek için.”

Teşekkürler

Değerli katkıları için Hülya Korkmaz’a teşekkür ederim.

Floral decoration