
Nicotiana tabacum L.
Tütün
Eser tekniği
Kâğıt üzeri suluboya
Boyutları (boy x en cm):
52 x 38 cm
Kısımlar ve ölçek bilgileri
[A] Genel görünüş (x1)
Ressam
Sabite MüftügilNicotiana tabacum (tütün), Anadolu’da “dütün”, “dütü” gibi farklı yöresel adlarla anılır. 16. yüzyılda Amerika’dan Osmanlı coğrafyasına ulaşan bu bitkinin ekimi ve tüketimi 17. yüzyıldan itibaren zaman zaman fermanlarla yasaklansa da 18. yüzyıldan itibaren Anadolu’nun birçok bölgesinde geleneksel bir tarım kolu haline gelmiş ve kültürel bir değere dönüşmüştür. Dış piyasada ‘Şark tütünü’ ya da ‘Türk tütünü’ olarak ünlenmiştir. Özellikle Ege, Güneydoğu ve Karadeniz bölgelerinde yaygın olarak yetiştirilmiş ve tüketilmiş uzun yıllar boyunca küçük üreticiler için temel geçim kaynaklarından biri olmuştur.
Tütün yalnızca bir tarım ürünü değil, aynı zamanda sosyal yaşamın, el işçiliğinin ve gündelik ritüellerin ayrılmaz bir parçasıdır. Tütün hasat zamanında ‘kırma işlemi’ sabah güneş doğmadan, elle tek tek olgun yaprakların toplanması ile başlar ve yapraklar sıcaktan yumuşayıp ele yapışmaya başlayana dek sürer. Bu yoğun emek süreci, bölgeden bölgeye değişmekle birlikte yaprakların kurutulma süreciyle devam eder. Ege’de yaprakların çuvaldız ya da şiş yardımıyla iplere dizilmesi, kargılara geçirilerek ızgaralara konulması, önce sarartılması, sonra güneşte birbirine değmeden kurutulması için ızgara sistemi uygulanır. Kuruyan tütünlerin balyalanması ve fabrikaya nakliyle devam eder. Küçük üreticiler kuruyan tütünlerin kıyılması işlemini de kendileri yapar. Özellikle sarmalık tütünlerde bu kıyma işlemi önemlidir. Bu süreçler, tütünün kolektif bir deneyim olarak da yaşanmasıyla mümkün olur. Büyük kentlerde tütüncü dükkanları ve özellikle Doğu Anadolu’da tütüncü çarşıları yaygın tütün tüketiminin pazara yansıyan yüzüdür.
Tütün yaprakları yalnızca sigara yapımında kullanılmakla kalmayıp, yerelde ağrı kesici ya da kan durdurucu olarak geleneksel sağlık uygulamalarında ve evsel temizlik pratiklerinde de yer alır. Bunun yanı sıra, karakteristik aroması nedeniyle tütün esansı, kolonya üretiminde de tercih edilen hammaddelerden biri hâline gelmiştir. Özellikle 20. yüzyıl başlarından itibaren Türkiye’de üretilen tütün kolonyası, erkeksi ve nostaljik kokusuyla öne çıkmış; berber dükkânlarından bayram ziyaretlerine kadar uzanan geniş bir kullanım alanı bulmuştur. Tütün kokusu, birçok kişi için geçmişin hatıralarını çağrıştıran, tanıdık ve kalıcı bir aromadır.
Ressamın Anlatımıyla
Sabite Müftügil: “Botanical Worldwide 2025 sergisi için seçtiğim ikinci tür olan tütünün anavatanı Amerika kıtası olsa da 17.yüzyıldan beri Anadolu’nun pek çok bölgesinde, uygun ekolojik koşullar ve tohum ıslahı gibi yöntemlerle yüksek kaliteli Şark tipi tütün olarak geliştirilmiştir. Bu özellikleriyle tütün Anadolu’nun bir miras bitki çeşidi sayılır. BAW 2025 sergisi için tütünü seçme nedenim ise doğduğum şehir olan Bitlis’in kaderini çizmiş bir bitki olmasıdır.
Bitlis ve çevresinde tütün üretiminin 1800’lü yıllarda yaygın olduğunu kaynaklarda görüyoruz. Şehir, o yıllarda Şam, Halep, Tebriz, Erzurum gibi merkezlerin ana ticaret yolu üzerinde olduğu için tütün üretimi kadar, ticareti de şehrin temel iktisadi faaliyeti olmuş. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından ve Fransız Reji şirketinin inhisarında olan tütün üretiminin millileştirilmesinden sonra kurulan fabrikalardan biri de Bitlis tütün fabrikasıdır. Fabrika 1940 yılında faaliyete geçmiş, tütün yetiştiriciliği, Bitlis köylerinin geçim kaynağı olmuştur. Fabrika ayrıca, başta kadınlar olmak üzere şehirliler için istihdam yaratmıştır. Üreticiler ve çalışanlar kazançlarıyla şehrin ticari yaşamını canlandırmışlardır.
1986 yılında tütünde devlet tekeli kaldırılmış ve sigara endüstrisinin devleri Türkiye pazarına girmişlerdir. Bitlis’te açılan ikinci fabrika, Tekel’in yanı sıra, Bitlis’li girişimcilerin ve İngiliz Rothmans şirketinin ortaklığıyla kurulmuştur. 2001 yılında büyüyen ekonomik krizde IMF ve Dünya Bankasının talepleri doğrultusunda Tekel’in özelleştirilmesi kararı alınmış, destekleme alımlarına son verilmiştir. 2008 yılında ise Tekel’in sigara birimi, tüm tesisleriyle British American Tobacco şirketine satılmıştır. Şirket, Bitlis fabrikalarını derhal kapatmış, devlet, tek endüstri tesisini ve ana tarımsal ürün üretimini kaybetmenin şehir üzerindeki etkileriyle ilgili hiçbir araştırma yapmamış, alternatif üretim planları yapmamış ve muhtemel sonuçları için tedbir almamıştır. Çalışanlar ve binlerce üretici işsiz kalmış, göç hızlanmış, şehrin iktisadi yaşamı büyük darbe almıştır. Bugün tütün üretimi, az sayıda üreticiyle, sınırlı bölgelerde, kotalar ve sözleşme kısıtları ile yapılmaktadır. Uzun yıllar yaşamın bir bitkinin üretimine ve işletilmesine dayandığı bu şehirde tütünün hikayesi sonu mutsuz biten bir hikaye ama tütün hala geleneksel bir ürün olarak varlığını sürdürüyor ve ince kıyılmış tütün çarşılarda ve halkın alışkanlıklarında yerini koruyor.
Geçtiğimiz yaz sonunda, Bitlis köylerini gezdiğim zaman, sözleşmeli olarak endüstriyel tesislerde işlenmek için üretilen türün yanı sıra, halkın daha çok kendi tüketimi için ektiği, boyu, çiçek durumu ve renkleriyle farklılık gösteren bir tür olduğunu fark ettim ve sergi için Solanaceae familyasından Nicotiana tabacum olarak tanımlanan bu türü çalışmaya karar verdim.”