Ana sayfa/Sanal Sergi/Triticum monococcum L.
Triticum monococcum L.

Triticum monococcum L.

Siyez

Eser tekniği

Kâğıt üzeri teknik kalem ve mürekkep

Boyutları (boy x en cm):

65 x 20 cm

Kısımlar ve ölçek bilgileri

[A] Genel görünüş (x1) [B] Başağın yaprak kınından çıkış evresi (x1) [C] Başak (x2) [Ç] Başakçık (x7)

Dünyanın kültüre alınmış ilk buğday türlerinden biri olan Triticum monococcum (Siyez Buğdayı), yaklaşık 10.000 yıl önce Güneydoğu Anadolu’da tarıma kazandırılmıştır. Genetik olarak diploid (2n=14) kromozom yapısına sahip olması nedeniyle, modern buğdayların atası kabul edilir. Bugün hâlâ Anadolu’nun kimi köylerinde geleneksel yöntemlerle ekilip biçilen Siyez, yalnızca bir tahıl türü değil; aynı zamanda tarihsel bir miras ve iklim değişikliğine dayanıklı tarım sistemleri için potansiyel bir çözümdür.

Siyez buğdayı, sade yapısıyla doğaya, tarihsel kökeniyle insanlığa ve yüksek besin değeriyle geleceğe katkı sunan eşsiz bir türdür. Modern buğdaylara kıyasla düşük verimli olsa da dayanıklılığıyla öne çıkar. Türkiye’de özellikle Kastamonu yöresinde, başta Taşköprü, İhsangazi, Seydiler ve Devrekani ilçeleri olmak üzere yaygın olarak yetiştirilir. Ayrıca Afyonkarahisar’ın İhsaniye ilçesinde de üretimi yapılmaktadır. Bu bölgelerdeki kurak ve verimsiz topraklar için uygun, ayrıca bulguru çok lezzetli bir tür olan Siyez, bölge halkı için önemli bir geçim kaynağıdır.

Siyez buğdayı, kabuklu (kapçıklı) yapısı nedeniyle işlenmesi zahmetli olsa da, bu özelliği daneyi hastalıklara ve zararlılara karşı doğal olarak korur. Tek başakçıklı yapısı ve sıkı kavuzlarıyla da kurak şartlara karşı dirençlidir. Derin kök yapısı sayesinde fakir topraklarda güçlü bir rekabet yeteneği gösterir. Bu yönüyle İhsangazi gibi diğer tarım ürünleri için elverişsiz bölgelerde ön plana çıkarak en önemli tarım ürünü hâline gelmiştir.

Siyez, özellikle bulgur formuyla tüketilmektedir. Siyez bulguru; başakcıkları tek taneli olan buğdayın, kaynatıldıktan sonra kurutulması ve tamamen geleneksel yöntemlerle taş değirmenlerde yarılması (kırılmadan) yoluyla elde edilir. Bu üretim biçimi hem besin değerini korur hem de bölge kültürünü yaşatır. Siyez bulguru, İhsangazi yöresiyle özdeşleşmiş geleneksel bir üründür.

Besin değeri açısından oldukça zengin olan Siyez, yapılan araştırmalarda yüksek yağ içeriği ve ekmeklik buğdaya göre daha fazla sarı lutein içerdiği ile öne çıkar. Ayrıca düşük gluten oranı sayesinde sindirimi kolaydır. Buğday tanesi yüksek oranda protein ve antioksidan barındırır. Siyez unu; ekşi maya ekmeği, tarhana, bulgur, keşkek gibi geleneksel yemeklerde kullanılmakta, son yıllarda ise sağlıklı beslenmeye yönelen tüketiciler tarafından yeniden keşfedilmektedir. Kastamonu’da tüketicilere siyez unundan kurabiye, makarna, erişte ve atıştırmalık gibi yeni ürünler de sunulmaktadır. Siyez buğdayı, Anadolu tarım tarihinin yaşayan tanıklarından biri olarak, geçmişin bilgeliğini geleceğin ihtiyaçlarıyla buluşturan nadir tarım ürünlerinden biridir.

Ressamın Anlatımıyla

Deniz Bozok: “Silivri Sultançiftliği’nin verimli topraklarında, kökleri binlerce yıl öncesine uzanan bir buğday ile karşılaştım: Siyez…Genetik hafızası bozulmadan günümüze ulaşmış bu ilk buğday türü, toprağın belleğini taşıyan nadir canlılardan biri gibiydi. Çizimini yaptığım örneği, Melike Müezzinoğlu’nun çiftliğinden topladım. Melike Hanım’ın anlatımı, buğdayın kendisi kadar etkileyiciydi. Ailesinden devraldığı bu çiftliğe yalnızca bir tarım işletmesi olarak değil, bir yaşam biçimi olarak yaklaşıyordu. “Babam, beş yaşındayken tarlada babamannemi bana emanet etti ve ‘Ateşi devam ettir kızım’ dedi,” sözleri zihnime kazındı. Bu cümle, nesiller arası bir sorumluluğun; toprağa, emeğe ve geçmişe duyulan saygının en yalın ifadesiydi.

Benim için buğday başaklarının her biri yalnızca bir bitki değil; geçmişten bugüne uzanan bir sözün, bir direncin ve sürekliliğin sembolü oldu. Çizim sürecim boyunca, doğallığın zarafetini ve direngenliğini bu formda nasıl yansıtabilirim diye düşündüm. Siyezin sade ama güçlü yapısı, sabrın ve köklülüğün sesi oldu kâğıdımda. Bu çizim yalnızca bir türün betimlemesi değil; kadim Anadolu topraklarının, emanet edilen ateşin ve onu bugüne taşıyan kadınların hikâyesidir.”

Teşekkürler

Yetiştirdiği siyez buğdaylarını paylaşan ve bitkiyle ilgili değerli deneyimlerini aktaran Sultançiftliği Malva Mills’in kurucusu Melike Müezzinoğlu’na teşekkür ederim.

Floral decoration